Suriyeli Kadınların, Kız çocuklarının ve Ev Sahibi Toplumun Dayanıklılığının Artırılması Projesi kapsamında düzenlenen “Sosyal Uyum Kampı” UN Women Program Yöneticisi Zeynep Aydemir Koyuncu ve Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır’ın katıldığı ortaklar paneli ile başladı. Kültürlerarası diyaloğu güçlendirmek ve kadınların ortak amaçlarına ulaşması konusunda iş birliği kurmalarında destek olmak amacıyla düzenlediğimiz ve üç gün süren Sosyal Uyum Kampı boyunca Sanat Terapisi, Çatışma Çözümü, Drama ve SDG atölyeleri yapıldı. Habitat olarak bu yılı “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” yılı ilan ettiklerini söyleyen Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır konuşmasına şu sözlere yer verdi:
“Eskiden nesiller arası yaş 20 yıl olarak kabul edilirken günümüzde teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte bu fark 3 yıl olarak kabul ediliyor. Biz de Habitat olarak bu yılı “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” yılı ilan ettik. Bu nedenle bu tür toplantıları ve söylemleri çok önemsiyorum. Fakat önemsemenin bir adım ilerisine giderek bu eşitliği fiiliyatta da sağlamamız gerekiyor. Bu kavramı sadece söylem olarak devam ettirirsek 200 yıl daha sadece konuşmuş olacağız. İçinde yaşadığımız coğrafyada birçok neden ve birçok bakış açısından dolayı en çok mağdur olan kesim maalesef kadınlar. Hala kadının kendi bedeni üzerinde söz ve karar sahibi olmadığı, iş hayatında bir erkekle eşit olmadığı bu coğrafyada bu hakları savunmak konusunda sadece yasal mevzuat değişikliğiyle değil, daha radikal kararlar alarak bunu fiiliyata dökmemiz gerekiyor.
İstatistiklere baktığımızda savaşlarda en çok mağdur olan kesimin kadınlar ve çocuklar olduğunu görebilirisiniz. Zaten içinde yaşadığımız coğrafyada son 10 yıllık yaşanan savaşlara baktığımız zaman da aslında bu sonuçları görebiliriz. Habitat olarak bu sene ilk defa yönetim kurulunda cinsiyet eşitliği konusunda bir adım attık ve bu eşitliği sağladık. Şu an çalışanlarımızın yüzde 51’i de kadın. Burada da bir eşitlik sağladık. Sivil toplum alanındaki çalışmalarda kadının toplumsal zekâsını ve birçok konudaki farkındalıklarını ortaya koyarak daha aktif ve yaratıcı işler çıkardıklarına şahit oluyoruz. Bu dönem gönüllü katılımı, hedef grubunun dönüştürülmesi ve karar mekanizmaları da dâhil olmak üzere bütün katılımlarda toplumsal cinsiyet eşitliği önceliğimiz.
Gelecekte bir takım çatışmaları ve dengesizlikleri ortadan kaldırmanın tek yolu birbirimizi anlayarak ve ortak bir gelecek yaratmak için adımlar atmak çok önemli. İstihdam yaratabilirsiniz fakat eğer geleceğe yönelik ortak bir davranış biçimi oluşturmazsanız ileride istenmeyen başka çatışmaların arasında kalabiliriz. Bu toplantının hem toplumsal cinsiyetteki farkındalığı artırması ama en önemlisi yerel topluluklarla başka ülkelerden gelen arkadaşlar arasında bir uyumun atılması açısından da çok önemli buluyorum.”
UN Women Program Yöneticisi Zeynep Aydemir Koyuncu ise şöyle konuştu:
“Un Women olarak bu yüzyılda kurulan en genç Birleşmiş Milletler kuruluşuyuz. Kurum olarak toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesi alanlarında çalışıyoruz. Türkiye’de kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin sonlanması, çocuk ve erken yaşta zorla evlendirmelerin sonlanması, kadının siyasete ve karar alma mekanizmalarına katılmasının artırılması alanlarında çalışmalarımız ve reklamlarda ayrımcı basmakalıp yargıların değişmesi üzerine yürüttüğümüz bir kampanyamız var. Toplumsal cinsiyete duyarlı olarak çalıştığımız mülteci destek programımız da var. Mülteci Destek Programı kapsamında İstanbul, İzmir, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Kilis illerinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Habitat Derneği’nin de dâhil olduğu geniş bir ortaklık portföyümüz var.
Habitat Derneği bizim kurumsal olarak en yeni ortaklarımızdan bir tanesi fakat Habitat, gençlerle doğrudan çalışan ve bu kadar büyük bir toplumsal mobilizasyon sağlayabilen, gençlere doğrudan ulaşabilen ve Türkiye’deki en önemli ve en büyük sivil toplum kuruluşu. Mülteci Destek Programımız kapsamında yürüttüğümüz faaliyetlerde farklı olmaya çalıştığımız unsur, bunu toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde yapmaya çalışmamız. Yani kadınların, erkeklerin, kız çocuklarının ve oğlan çocuklarının farklı ihtiyaçlarını dikkate alıp, hizmetleri buna göre tasarlamaya ve sunmaya çalışıyoruz. Kadınlara yönelik çalışan sivil toplum kuruluşları ve kadınlar tarafından kurulan sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi, hem mülteci hem de ev sahibi toplumu oluşturan kadınların ve kız çocuklarının seslerinin uluslararası platformlara ulaşmasına aracı oluyoruz.
Toplumsal cinsiyet meselesi sosyal uyumu da etkileyen bir mesele. 2020 yılı Birleşmiş Milletler Kadın birimi olarak bizim için çok önemli bir yıl. Uluslararası gündemi takip eden kişiler ve kuruluşlar olarak aslında hepimiz için çok önemli. Birincisi Pekin +25, ikincisi ise Nesiller Boyu Eşitlik. Bu iki anahtar kelimeyi açmak gerekirse 1995 yılında yani tam olarak 25 yıl önce dünyadan 189 ülkeden kadın haklarını savunan ve toplumsal cinsiyet eşitliğine baş koymuş 30 bin kadın ve erkek Pekin’de bir araya geldi. Pekin Konferansı’nda 189 ülkenin altına imza attığı Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu kabul ediliyor. 12 kritik alanda kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilerlemesi ve kadın hakları için ülkeler 12 kritik alanda aldıkları kararları belirli bir zamana bağladılar ve bir eylem planı oluşturdular. Bu 12 kritik alan içerisinde kadın ve kız çocuklarına eğitimi, istihdam, kadın ve medya, kadın ve yoksulluk, kadın ve çevre gibi aslında bütün toplumu ilgilendiren fakat kadının toplumsal cinsiyet uçurumunu yer alıyor. 2020 yılında geriye dönüp 25 yıllık bu sürece baktığımız zaman görüyoruz ki tabii ki ilerleme var fakat bazı alanlarda hiç gelişme yok ya da çok az gelişme var. Hatta geriye gidiş bile söz konusu. Bu süreçte 131 ülke yasalarını değiştirdi, daha fazla kız çocuğu okula gidiyor, 2000 yılından beri örneğin doğuma bağlı anne ölümlerinde yüzde 38’lik bir azalma var. Bunlar tabii ki de çok önemli gelişmeler. Fakat hala kadınlar daha uzun saatler çalışıp daha az kazanıyorlar. Evde ve kamusal alanda kadınlar şiddet görmeye devam ediyor. Her üç kadından biri yakın partnerinden şiddet görüyor. Bütün dünyadaki meclislerde milletvekillerinin yüzde 75’i erkek. Kadınlar erkeklerden üç katı daha fazla ücretsiz bakım veriyorlar ya da ev işi yapıyorlar. Yani erkek evde 10 dakikasını ev işine ayırıyorsa kadın bunun üç katını yapıyor.
İşte biz de tekrar toplumsal cinsiyet eşitliğini ön plana çıkarmak ve bu eşitsizlikle mücadele etmek için 2020 yılında kadın, erkek, kız ve oğlan çocukları ile yani her yaştan bireyin gündemde tutacağı “Nesiller Boyu Eşitlik” adıyla bir kampanya yapıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından bir tanesi toplumsal cinsiyet eşitliği. Bir de özellikle ekonomik katılım ve fırsatlara erişim alanında şu anki uçurum. Kadın ve erkek arasındaki uçurumun kapanması için geçen sene 250 yıl öngörülüyorken, bu yıl 257’ye çıktı. Bu gerçekten çok uzun ve kabul edilemez bir süre. İşte bizde bu “Nesiller Boyu Eşitlik” kampanyasıyla bu gündeme odaklanıyoruz. Tüm dünyadaki ortaklarımızı biz de bu “Nesiller Boyu Eşitlik” sloganıyla desteklemeye gayret ediyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmanın hızlanması için Mayıs ayında Meksika da, Temmuz ayında da Paris’te uluslararası konferanslar yapılacak. Buraya biz Türkiye’den de katılımın olması için çalışıyoruz. Bunun dışında ortaklarımızla yaptığımız bütün etkinlikleri “Nesiller Boyu Eşitlik” olarak isimlendiriyoruz. Aslında hepimiz nesiller boyu eşitliğin parçasıyız ve hepimizin toplumsal cinsiyet eşitliğinin dönüştürücü gücüyle bunun parçası olacağımızı düşünüyorum.”
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][elfsight_social_media_icons id=”16″][/vc_column][/vc_row]