Program gönüllülerimizin -sokağa çıkma yasakları ve iş yerlerinin kapanması dolayısıyla- sosyalleşemedikleri her gün kullanılmadıkça gerileyen Türkçe kelime dağarcığının artırılması başta olmak üzere, iki toplumun ortak kültürel öznelerinin üstünde durmayı hedeflediğimiz kulübümüzün ön çalışmalarını bitirir bitirmez Ramazan Bayramı’nın üçüncü günü ilk toplantımızı gerçekleştirdik.
Beş ayı geçen bir süredir her hafta Perşembe günü gerçekleştirdiğimiz kulübümüzün 35 program gönüllümüzün yer aldığı bir WhatsApp grubu bulunuyor. 10-12 kişiden oluşan kemik bir yararlanıcı kitlesi olan kulübümüz, her hafta yaptığımız etkinlik ve diyalog örnekleriyle o akşam kulübe katılamayan yararlanıcıların da daha sonra inceleyebileceği, yol gösterici materyaller hazırlıyor. Bu materyaller oluşturulurken ortak kültürel öznelerimize dair farklı gözlemlerden besleniyoruz. Özellikle de benzer anlamlara sahip olan deyim ve atasözlerinin günlük hayatta kullanımına dair birbirlerini teşvik eden yararlanıcıların zaman zaman kendi yanlış kullanım deneyimleri de kulüpteki diğer yararlanıcılar için akılda kalıcı olmasını sağlıyor.
Bir bireyin –özellikle de yaşı, yeni bir dili öğrenmek için daha geç olan bir bireyin- dil öğrenirken birbirinden öğrenme ve deneyimsel öğrenme metotlarından faydalanması, geleneksel öğrenme metotlarına kıyasla daha verimli bir seçenektir. Konuşmaya çekinen, çeşitli sosyokültürel nedenlerden dolayı imkanı kısıtlı olan bir birey, kulübümüzde uyguladığımız metotla hem konuşmaya fırsat buluyor hem de öğrendiklerini kullanabiliyor. Belirli aralıklarla düzenlediğimiz kahoot partileri ile tatlı bir rekabet ile de öğrenilen kalıplar pekiştiriliyor.
Türkiye’nin dört bir yanından mülteci gönüllülerimizle yaptığımız kulüp çalışmamız pandemi döneminin tüm dezavantajlarına rağmen bizim için bir avantaj oluyor. Daha derin izlere sebebiyet vermeden samimi bir dokunuşla evde kaldığımız günleri daha verimli hale getirmemizi sağlıyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]